12.2.07

BEREKET-IŞIK MENDERES

Bir Kızılderili duasıyla başlamak istiyorum bugünkü yazıma...
"Yüce Tanrı, Toprak Ana, Dört Yönün Güçleri, atalarım ve bütün sevenlerim beni duysun!... Yüce Ruh, sabah uyandığımda ve sabahın havasını soluduğumda, gökyüzüne bakıp sabah ışığında senin yüzünü arıyorum. Ve seni gördüğümde, bana gelen aydınlığının güzelliğini, kalbimin derinliklerinde hissettiğim minnettarlığı sözlere sığdıramıyorum. Bu dünyanın acısı ve karışıklığı içinde bazen yönümü şaşırıp ne yapacağımı bilemiyorum. O zaman sessizlik içinde oturup, kuzey rüzgarları çam ağaçlarının arasında eserken, bana söylediğin şarkıyı dinliyorum. Ve kendi cehaletime şaşırıyorum. Böylece günler geçiyor. Kalbimin gösterdiği yolu izliyorum. Ve sana dua ediyorum, Yüce Ruh. Senden aldığım güce şükrediyorum. Dört ayaklıların ve kanatlıların yaşamıma getirdiği sevince ve çevremdeki tüm varlıklara şükrediyorum. Onlardaki saflık bana seni hatırlatıyor... Biliyorum ki, onlar pırıl pırıl bir ayna gibi seni yansıtıyor. Biliyorum ki, benim yaşayabilmem için pek çok varlık beni destekliyor. Devamlı verdiğim ve aldığım bir akışın içindeyim... Varlığımda sürekli yeşeren gücüne şükrediyorum. Sensiz bize verdiğin güzellikleri göremezdim. Güneşi yüzümde hissedince senin sevginin sıcaklığını hissediyorum. Ve her şeyin mükemmelliğini anlıyorum. Güzelliklerle dolu yaşam yolumda, sana şükrediyorum. Ve her günümü seninle, senin için yaşıyorum..."

Belki inanmayacaksınız ama, Tanrı bizim bereket içinde yaşamamızı istiyor, hem manen hem de maddeten... Pek alışık olmadığımız bu olgunun doğruluğunu anlamak için bir ilkbahar günü o durdurulamaz yaşam kıvılcımıyla kendini tekrar yenileyen tabiattaki akıl almaz zenginliğe bakmak yetmez mi, sadece? Geçen yüzyılın büyük düşünürlerinden Buckminster Fuller, ince bir hesap yapmış ve yeryüzündeki zenginlikleri altı milyar insana bölüştürdüğünde, hepimizin (dolar bazında!) milyoner olduğunu bulmuş... Karmik tecrübelerinin ve toplumsal şartlanmaların etkisinde kalan insanoğlunu kıskıvrak yakalayan yoksunluk inancının artık tamamen bilincimizden silinmesi gerekiyor. Dikkat edecek olursanız, binbir kitap ve konferansla yeni çağ akımının aktardığı en önemli bilgilerin başında "bereket kavramı" geliyor. Zira, bilgiyi irfana dönüştürmek suretiyle kaderimizin dizginlerini yeniden elimize almak mümkün oluyor. Şartlanmış düşünce ve inanç sistemleriyle, evrendeki enerjilerin doğal akışına engel olan insanoğlu, nicedir aradığı çıkış yolunu bulmak üzere... Arayarak, öğrenerek ve deneyerek. Evrendeki bolluğun sonsuzluğuna inanabilmek ve bu olguyu bilincimizin derinliklerine yerleştirebilmek için tecrübe etmeliyiz ilk önce.

Hayatınızda para dahil eksikliğini hissettiğiniz ne varsa, bir liste yapınız. Sonra oturup, bunları elde etmenizi engelleyen düşünce ve durumları yazınız. Göreceksiniz ki çoğu, geçmişteki olumsuz deneyimlerin etkisiyle korkulara dayanan hayalî engeller... Elinizdeki kağıdı yakınız... Eskiyi atarak, yeniyi kabul etmeye açık olduğunuzu bilinçaltına geçirmenin bir formülüdür bu. Dua ve meditasyonla enerjinizi besleyip, yükselttikten sonra, ruhunuzun o pırıl pırıl parlayan ışığını tüm bedeninizle duyumsayarak ne yapmanız gerektiğini sorun... Meleklerden, rehberlerinizden ve Işık üstatlarından yardım isteyerek. Cevaplar birer birer geldiğinde şaşırıp, hatta memnun kalmayabilirsiniz. Keza, ego ile ruhun istekleri genellikle farklıdır. Ego, derhal bu konuşmayı bozmak için elinden geleni yapacak, ruhun çözümlerini dahiyane bir sinsilikle sabote etmeye kalkacaktır. Onun rahatını bozmaktan kaçındığını, alışılmışı benimseyip hep o yolda devam etmeyi arzuladığını hatırlayarak, kendisini kaale almayacağınızı tavizsiz bir ifadeyle belirtin. Ve ruhunuzu dinlemeye devam edin... İçinizde tatlı tatlı yayılan "sevinç" dalgalarına teslim olarak, size söylediklerini olmuşçasına hissedin. Tanrı ile dans edin. Işığını bir elbise gibi giyin. O kelimelerle ifade edilemeyen enerjinin gücüyle, ruhunuzun bütün arzularının şimdiden gerçekleştiğini "bilin." Çünkü inanmak değil, "bilmek"tir yaratmanın sırrı... Verin, durmadan düşümeden, hesap etmeden hep verin başkalarına... Neye ihtiyacınız varsa onu hediye edin. Mutluluğunuz için dış dünyaya bağımlı kalmayın. Bu tip mutluluklar hep geçicidir. Tek kaynağınızın sadece Tanrı olabileceğini ve her an sizi kollarına almak için beklediğini kendinize sık sık hatırlatın. Ve şükran dualarınızla yaşamınızdaki güzelliğe, berekete, sevgiye teşekkür edin. Bazen insanın elindekini kaybetmemesi bile, büyük bir kazançtır.Unutmayın.

31/05/2003-Radikal Gazetesi

4 yorum:

Adsız dedi ki...

When Ӏ orіgіnаlly commentеd I clicκed the
"Notify me when new comments are added" checkboх and
now еach time а comment is аdded I get sеveral emails
with the ѕame comment. Ιs theгe any wаy you can remove me frοm that service?
Thank you!

Taκe a lοоk at my blog :: Get SEOPressor

Adsız dedi ki...

you're in point of fact a excellent webmaster. The site loading speed is amazing. It sort of feels that you're ԁoing any unique
trick. Also, Τhе contents are
maѕterwork. you havе done a ωonderful task in this subject!


my blog ρost: https://pinterest.com/pin/391531761324454974/
my web site > SEOPressor V5

Adsız dedi ki...

Yeѕ! Finallу someone wrіtes about SEOPressor νersion5.

Adsız dedi ki...

Hey there, You have done an excellent job.
I'll definitely digg it and personally suggest to my friends. I am confident they will be benefited from this site.

my weblog :: bedava canlı tv izle